Doğrulama

Konsolosluk ve Büyükelçilik Binaları Temsil Ettiği Ülkenin Toprağı Sayılır mı?

Masada siyaset konusu açıldığında: "Konsolosluklar o ülkenin toprağı sayılır." cümlesiyle karşılaşmış olabilirsiniz. Peki gerçekten öyle mi? Araştırdık.

  • Konsolosluklar ve büyükelçilikler, bulundukları ülkede dokunulmazlığa sahipler. Ancak bu, bulundukları toprağın onlara ait olduğu anlamına gelmiyor

Konsolosluk veya elçilik işlerinin yürütüldüğü resmi binaların, hangi ülkeyi temsil ediyorsa o ülkenin toprağı sayıldığı ve ‘dokunulmaz’ addedildiğine dair sürekli duyduğumuz bir bilgi var. Bu, ilk bakışta kahvehanede uluslararası siyaset konuşan yaşça büyük amcalarımızın ortaya attığı bir sanrı gibi dursa da, inananı epey bir var.

İddianın yayılımına dair örnek bir tweet.

Peki konsolosluklar, elçilik ve büyükelçilik binaları, kimin toprağı? Temsil ettiği ülkenin dokunulmaz toprağı sayılır mı gerçekten? Gelin bir bakalım buna.

Konsolosluğun bulunduğu toprak, temsil edilen ülkenin toprağı ‘DEĞİL’

Her ne kadar bu yerleşkelerin, temsil edilen ülkenin toprağı olduğuna dair yaygın bir yanlış inanış olsa da, uluslararası devlet hukukuna göre böyle durum söz konusu değil.

18 Nisan 1961 Tarihli Viyana Sözleşmesi’nde bu durum ilgili maddelerle açık ve net bir şekilde belirlenmişti.

MADDE 31:

  • Konsolosluk binalarının bu maddede öngörülen ölçüde dokunulmazlıkları vardır.
  • Kabul eden Devlet makamları, konsolosluk şefinin, onun tarafından tayin edilmiş kimsenin veya gönderen Devletin diplomatik temsilcilik şefinin muvafakati dışında, konsolosluk binalarının münhasıran konsolosluk işleri için kullanılan kısmına giremezler. Bununla beraber, âcil koruma tedbirleri alınmasını gerektiren
    yangın veya sair felâket halinde konsolosluk şefinin zımnî rızası alınmış sayılabilir.

Madde 31 ile konsoloslukların hukuken dokunulmazlığı vardır ve konsolosluk işlerinin yürütüldüğü yerde, konsolosluğun faaliyet sürdürdüğü ülkenin devlet makamları, diplomatik temsilcilik şefinin izni olmaksızın giremez.

Ayrıca konsolosluk memurları genel olarak dokunulmazlık hürriyetine sahiptirler. Bulundukları ülkede sorgulanamazlar. Ancak yalnızca ağır bir suç halinde ve yetkili adli makamın kararı ile tutuklanabilir ya da gözaltına alınabilirler. 

Konsolosluk memurlarının dokunulmazlığı MADDE 41 ile belirlenmiştir.

MADDE 41

  • Konsolosluk memurlarının tutuklanmaları veya gözaltına alınmaları, ancak, ağır bir suç halinde ve
    yetkili adlî makamın kararı ile olur.
  • Bu maddenin 1’nci fıkrasında öngörülen hal saklı kalmak üzere, kesinleşmiş adlî bir kararın uygulanması dışında, Konsolosluk memurları hapsedilemez ve herhangi bir şekilde kişisel hürriyetleri kısıtlamaya
    tabi tutulamaz.

Öte yandan büyükelçilik (başkonsolosluk) ise konsolosluklardan biraz farklıdır. Büyükelçilik, bulunduğu ülkenin resmi devlet temsilcisidir ve temsilcilik yaptığı ülkenin genellikle başkentinde bulunur. Temsilcilik faaliyeti yapılan ülkede birden fazla konsolosluk olabilir fakat bunlar büyükelçiliğe doğrudan bağlıdır.

Büyükelçilik binası da Viyana Sözleşmesi’ne bağlı olarak dokunulmazlığa sahiptir. Burada misyon şefinin rızası olmaksızın devlet makamı giremez, araştırma yapamaz.

Bunun yanı sıra büyükelçi ve elçilik görevlileri, konsolosluk memurlarından farklı olarak ‘mutlak dokunulmazlık hakkına’ sahiptirler. Konsolosluk memurları ağır bir suç işlemesi halinde dokunulmazlığı kalkıyorken, büyükelçi ve elçilik görevlileri bulundukları devlette herhangi bir yargılamaya tabi tutulmazlar, sorgulanamazlar.

Bu sözleşmenin 29 maddesiyle onanmıştır:

MADDE 29

Diplomatik ajanın şahsî dokunulmazlığı vardır. Hiçbir şeklide tutuklanamaz veya gözaltına alınamaz. Kabul eden Devlet diplomatik ajana gereken saygıyı gösterecek ve şahsına, özgürlüğüne ve onuruna yönelik herhangi bir saldırıyı önlemek için uygun tüm önlemleri alacaktır.

Büyükelçi ve elçi görevlileri, bağlı bulunduğu ülkenin dokunulmazlığını kaldırmadığı müddetçe, temsilcilik faaliyeti yaptığı ülke tarafından sorgulanamamakta.

Dolayısıyla konsolosluk memurları ve elçiler belli başlı koşullarda kişisel dokunulmazlığa sahipler. Ancak bu durum, konsolosluk binalarının yer aldığı toprağın o ülkeye ait olduğu bilgisini kanıtlamıyor. Bu bir uluslararası hukuka dair ‘şehir efsanesi’ diyebiliriz.

Kaynaklar: TBMM , TBMM (2)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu